26 Ocak 2006

Frackman Revolutions

çocukken kitap okumak
evet özellikle bunu denemek istiyorum.daha çok küçükken okuduğum bir kosinski romanı var "boyalı kuş". romanı tekrar okuyorum.ancak farkettiğim birşey var romanda geçen bir bölüm eksik.daha doğrusu o bölüme ben daha çok küçükken bir ekleme yapmışım ve aklımda tamamen o şekilde kalmış.kitabı okuyunca şaşırdım ya burası böyle değildi sanki diye ..
neyse direkt eklemeyi belli etmeden yazıcam ..

ama önce okumayanlar için romanın kısa özeti :
ikinci dünya savaşı sırasıdır. nazizim karşıtı bir baba oğlunu uzak köylerden birine gönderir bakılması için. böylece kamplara düşmeyeceğini onu koruyacağını düşünür.fakat çocuğun gittiği aile fertlerinin sırayla ölmesi sonucunda çocuk sürekli biryerlere savrulur. üstüne üstlük yahudilere çok benzediği için kasaba üyeleri tarafından sürekli çeşitli işkencelere mağruz kalacaktır neyse bölüme geçiyorum..
Çocuk olayın geçtiği sırada marta diye bir kadınla kalıyor. ama kasabadakilere çok görünmemesi farkedilmemesi lazım :

" Kızıl tüylü bir sincap, sık sık gelirdi bizi görmeye .Marta'nın elinden yer, benim omzuma çıkar, ıslak burnuyla ensemi, yanaklarımı okşardı. Sonra avluda kuyruğunu sallayarak danseder, tiz çığlıklar atar, zıplar, hoplar, tavuklarla güvercinleri korkuturdu.
Bir gün, yakındaki tepeden gelen sesleri duydum, hemen oraya koştum.ağaçların ardına saklanıp, köy çocuklarının sincabımı tarlalarda kovaladıklarını dehşetle gördüm.Bütün gücüyle kaçmak, ormana sığınmak istiyor, çocuklar da önüne taş atıp yolunu kesmeye çalışıyorlardı.Minicik hayvan yorulmuştu. Zıplayacak gücü bile kalmamıştı.
Sonunda yakaladılar. Sincap debeleniyor, ısırıyor, kendini sonuna kadar savunuyordu. Çocuklar eğildiler, bir bidondolusu benzini üstüne boşalttılar. Korkunç bir şey hazırladıklarının anladım, umutsuzca sincabımı kurtarma yolları aradım. Geç kalmıştım.
Çocuklardan biri omzunda taşıdığı ateş dolu kutudan bir demek yanar çalı aldı, sincaba dokundurdu; hayvan hemen parladı. Alevden kurtulmak için zıplıyor, korkunç inlemeleri içimi parçalıyordu. Alevler gövdesini kaplamıştı. Kuyruğu bir kaç saniye daha sallandı, kömürleşen minicik gövde yerde yuvarlandı.İşi bitmişti. Çevresine doluşan çocukalar gülüyor, bir sopanın ucuyla yanık gövdeyi dürtüyorlardı.O sırada içlerinden bir çocuk ne kadar zevkli değil mi? diye bağırarak sincaba bir tekme savurdu. Bunu gören başka bir çocuk bu defa ona vurmaya başladı. Diğer çocuklarda ona katılmış şiddetli darbelerle çocuğa vuruyorlardı. Bir süre sonra çocuğun her yeri kanamaya başladı. Çocuk da sincap gibi bağırıyor korkunç sesler çıkarıyordu. Neredeyse bir et yığınına dönüşmek üzere olan çocuk güçlükle konuştu; "neden?" diye sordu. İlk darbeyi vuran çocuk cevap verdi : "çünkü çok zevkli"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.