23 Haziran 2006

Roger Waters ne söyledi?
Zeki Coşkun
23/06/2006

Bir rock şarkıcısı ve konserine ilişkin yazıya Osmanlı'da yetişmiş, şiirini sembolizmle biçimlendirmiş Ahmet Haşim'i anarak başlamak, tuhaf. Evet, ama ne yapayım ki, mecburum. Konser boyunca Waters'ın her nağmesine, her sözüne Haşim'in 'O Belde' şiiri ve onun sloganlaşmış dizesi eşlik etti içimde: 'Melali anlamayan nesle aşina değiliz.' Şimdi bunu söyledikten sonra 'melal'i açıklamak gerekecek mecburen! Onu da yapalım, kamu hizmeti olarak. Mustafa Nihat Özon'ün Osmanlıca-Türkçe Sözlük'ünü açıp bakıyoruz: "Usanç, usanma. Bıkma, bıkkıntı. Sıkılma" karşılıklarını veriyor Özon. Çeşitli kullanım biçimlerini sıraladıktan sonra örnek olarak evet o da Haşim'in dizesini anıyor: "Melali anlamayan nesle aşina değiliz." Evet aynen öyledir. Çünkü 'melali anlamayan', iddia ediyorum ne rock'tan anlar, ne Pink Floyd'dan, ne Roger Waters'tan ne de başka şeyden! Şimdiki nesli bir kalem geçtim, kendi kuşağımın ve bizden öncekilerin çoğunun bırakın duygu, durum olarak yaşamayı, kelime olarak bile duymadığı, dolayısıyla anlaması mümkün olmayan şeyden; 'melal'den doğmuştur rock da, Pink Floyd da, yola kendi başına devam eden Roger Waters'ın müziği de. Haliyle, bu noktada Haşim'in dizesini mevcut duruma uyarlamak ve "Protesti anlamayan nesle aşina değiliz" demek gerekiyor. Waters ve grubunun çaldıklarına, söylediklerine içimden eşlik eden söz buydu konser boyunca. Tamam, 'Mother' şarkısında "Anne, sence hükümete güvenmeli miyim" dizesine Kuruçeşme-Arena'yı dolduranlar, topluca ve canı gönülden 'asla' yanıtını vermiştir. Ama bu, deyim yerindeyse konser ritüeli, jesti, atraksiyonu. Yoksa, To Kill The Child şarkısında ortalığın yıkılması gerekirdi, eğer dinleyicide gerçekten savaş karşıtlığı, gerçekten protesto vs, yani 'melal' durumu, duyumu varsa... Keza, Bring The Boys Back Home ve 1960'lardan günümüze uzanan görüntüler eşliğindeki 'liderler' geçidinde de öyle. Tabii benim için asıl çarpıcı ve yeni olan Waters şarkısı Leaving Beirut. Delikanlılık yıllarında Türkiye'den geçerek Beyrut'a gittiğini, orada tanıştığı Arap aileyi anlatarak, onlara ithaf ediyordu 'Beyrut'u Terketmek' şarkısını. Şarkı meçhul Arap aileye ithaf edilmişti ama asıl 'ithaf' Teksas'tan yetişme Ortadoğu ve dünya kovboyu George W. Bush'aydı. Leaving Beirut, tam anlamıyla Pink ruhundan bir Waters şarkısı. Onların rock'a getirdiği en önemli öğelerden biri, müziği görsellikle birleştirmeleri. Şimdinin hemen her türden 'müzisyen'i için olmazsa olmaz haline gelen 'klip'lerden pazar için tasarlanan şovlardan çok farklıdır sözünü ettiğim görsellik. The Wall'u anmaya gerek yok. Her neyse, 'Leaving Beirut'a çizgi roman kareleri ve konuşma-anlatım balonu mahiyetinde şarkı sözlerinin yazılı olarak ekrana taşınması eşlik ediyordu. Tam da şarkının ruhuna uygun olarak ya da kontrast biçimde. İroni diyelim isterseniz, bu çizgiroman atraksiyonuna. Çünkü ironi de 'melal'in mecburi sığınaklarındandır. Sözün burasında, dün Radikal'de keyifli konser yazısını okuduğumuz Serkan Seymen kardeşimize de küçük bir itirazım var. "Ah Corç, Teksas tipi eğitim yemiş senin beynini daha küçücükken..." demiyordu Waters. Doğrudan doğruya beyninin düzüldüğünü söylüyordu. Kibarlık gereği sözü ve şarkıyı hadım etmeye hakkımız yok bence. 'Leaving Beirut'u Sheep'in; Koyunlar'ın izlemesi rastlantı mı? Kısaca melale gark etti beni Waters ve her şey. 30 küsur yıllık 'Dark Side Of The Moon'un taptaze durmasına ne demeli peki? Melal, ezeli ve ebedidir de ondan galiba. Onu anlamayanlara...

1 yorum:

  1. bu yazara bi sormak lazım, "to kill the child"ı nerede ve nezaman söylemiş Waters.. yani kuruçeşme'de öyle bişi olmadı da, o yüzden, belki başka konserine gitmiştir de eli/dili sürçmüştür..

    ayrıca dinleyiciye niye bok atıyor onu hiç anlamadım.. gayet yaşı başı protestin ne olduğunu bilmeye müsait bir kalabalık var idi.. ha, bu protest hikayesi de ayrı bi dıngıllık: Pink Floyd'un yaptığı müziği bir 'genre' içine sokuşturabilme gayesinden doğan bişidir, fazlaca takılmaya gerek yok.. özünde saykedelik idi bu adamlar, kaldı ki yaptıkları eserlerin %90ında bu iz hep vardır, olmazsa olmazıdır..

    o playlistin mealine daha sonra gelicez, merak etmeyiniz, hele bi sinsin iyicene:)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.